yarışmak: to compete, to contest, to run, to race, to emulate
Kimse size karşı yarışmak istemiyor. Nobody wants to run against you.
Benim için yarışmak istiyor. Kazanırsa para ödülünü eğitimim için kullanacağız. She wants to race for me, if she wins, we will use the prize money for my education.
İki alanda yarışmak hataydı. It was a mistake to compete in two categories.
Yarışmak ailem için her şey demek. For my family, racing means everything.
Yarışmak kanımda var. Racing is in my blood.
Yarışmak ister misin? Kaybeden çikolata alacak. Do you want to race? The loser will buy a chocolate.
Onunla tekrar yarışmak harika bir duyguydu. It was a great feeling competing with him again.
O hep(/daima) kardeşinin başarısıyla yarıştı. He always emulated his brother's success.
related words
yarışma: bout, competition, contest, contestation, emulation, event, match, meet, racing, rivalry
yarışma programı: giveaway show, quiz program, quiz show
yarışma düzenleyicisi: matchmaker
yarışma programı sunucusu: question master, quizmaster
yarışma pisti: lists
yarışmacı: competitor
kazanmak: to win
kaybetmek: to lose
birinci gelmek/olmak: to become the winner, the first
ödül: prize
para ödülü: money prize
No comments:
Post a Comment
Yorumun için teşekkür ederiz!